Bilgi-wiki
Bakteri öldüren - Bakterilerin yaşamasına engel olan bütün maddelere verilen ad. İnsan ve hayvan organizmalarında, hücre ve sıvılarda, ve bazı cisimlerde (bazı ilâçlar ve serumlar) bakterileri harap etme kabiliyeti vardır.
Bu özellik, bilhassa zararlı olan bakterileri öldürebilmek bakımından sağlıkla önemli rol oynar.
Bu özellik, bilhassa zararlı olan bakterileri öldürebilmek bakımından sağlıkla önemli rol oynar.
Beyni, dokunma duygusunun bir kısmı ile öbür duygu organını, solunum ve sindirim organlarının ilk kısımlarını taşıyan vücut parçası, insanlarda boynun yukarısında şişkin ve yuvarlakça; hayvanlarda vücudun ön tarafında ve ovaldir. Pek ilkel hayvanlarda, gövdenin öbür kısımlarından ayrılmamış, tır.
Baş iskeleti (yandan)
1 - Alın kemiği, 2 - Duvar kemiği, 3 -Artkafa kemiği, 4 - Şakak kemiği, 5 -Temel kemiği, G - Mastoid, 7 - Elmacık kemiği, 8 - Dışkulak yolu, 9 - Elmacık kemeri, 10 - Üstçene kemiği, 11 - Alt çene kolu, 12 - Altçene cismi, 13 - Kas çıkıntısı, 14 - Eklem çıkıntısı, 15 - Çene ucu deliği, 16 - İnfaorbital delik, 17 -Burun kemiği, 18 - Gözçukuru, 19 - Şakak üst çizgisi, 20 - Glabella, 21 - Üstçene açısı, 22 - Eğri çizgi, 23 - Burun dikeni.
Baş kemikleri: Kafa ve yüz kemiklerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Kafa kemikleri, kafa bokluğunun çevresinde dördü tek ikisi çift sekiz kemik, temel kemik, art kafa kemiği, şakak kemikleri ve duvar kemikleridir. Yüz kemikleri, başın ön ve alt kısmında olup yüzün iskeletlerini meydana getiren altısı çift, on dört kemikten meydana gelmiştir. Tek olanlar sapan ve altçene kemikleridir. Çift olanlar şunlardır: Üstçene, damak, elmacık, tırnaksı, burun , altboyuncuk kemikleri.
Baş, yüz ve kafa olmak üzere iki kısma ayrılır. Kafa kısmında, kafa kemiklerini meydana getirdiği boşluk içinde beyin zarları ile örtülü ön, orta ve arka beyin bulunur. Kafatasının dış yüzü deri ve saçla örtülüdür. İşitme duygusunun alıcı organı olan kulak, kafanın, yanlarındadır.
Yüz kısmı, kafanın önündedir. Burada burun ve burun boşlukları, koku duygunun alıcı kısmı, yanaklar, dudaklar, ağız, boşluğu, dişler, dil göz küreleri kaşlar bulunur.
Baş iskeleti (yandan)
1 - Alın kemiği, 2 - Duvar kemiği, 3 -Artkafa kemiği, 4 - Şakak kemiği, 5 -Temel kemiği, G - Mastoid, 7 - Elmacık kemiği, 8 - Dışkulak yolu, 9 - Elmacık kemeri, 10 - Üstçene kemiği, 11 - Alt çene kolu, 12 - Altçene cismi, 13 - Kas çıkıntısı, 14 - Eklem çıkıntısı, 15 - Çene ucu deliği, 16 - İnfaorbital delik, 17 -Burun kemiği, 18 - Gözçukuru, 19 - Şakak üst çizgisi, 20 - Glabella, 21 - Üstçene açısı, 22 - Eğri çizgi, 23 - Burun dikeni.
Baş kemikleri: Kafa ve yüz kemiklerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Kafa kemikleri, kafa bokluğunun çevresinde dördü tek ikisi çift sekiz kemik, temel kemik, art kafa kemiği, şakak kemikleri ve duvar kemikleridir. Yüz kemikleri, başın ön ve alt kısmında olup yüzün iskeletlerini meydana getiren altısı çift, on dört kemikten meydana gelmiştir. Tek olanlar sapan ve altçene kemikleridir. Çift olanlar şunlardır: Üstçene, damak, elmacık, tırnaksı, burun , altboyuncuk kemikleri.
Baş, yüz ve kafa olmak üzere iki kısma ayrılır. Kafa kısmında, kafa kemiklerini meydana getirdiği boşluk içinde beyin zarları ile örtülü ön, orta ve arka beyin bulunur. Kafatasının dış yüzü deri ve saçla örtülüdür. İşitme duygusunun alıcı organı olan kulak, kafanın, yanlarındadır.
Yüz kısmı, kafanın önündedir. Burada burun ve burun boşlukları, koku duygunun alıcı kısmı, yanaklar, dudaklar, ağız, boşluğu, dişler, dil göz küreleri kaşlar bulunur.
Bakteri yiyen - Canlı bakterilerin büyümesine engel olan, onları eriten ve ancak elektron mikroskopla görülebilen bir ültravirüs. Süzgeçlerden geçen ve kültürden kültüre nakledilmesi mümkün olan bu ultra-virüs, bakteri kolonilerinde görülebilen değişiklikler yapabilmekte ve bakteri hücrelerini hiç bir artık bırakmadan eritebilmektedir. Bakteriyofajların, bilhassa, zararlı bakterilerden meydana gelen çeşitli salgınlarda, bakterileri yok etmek suretiyle önemli rolleri vardır.
Bitkilerin en aşağı katında (protophyte) yer alan, tabiatta en yaygın olan insanı, hayvan ve bitkilerde hastalık yapıcılar arasından en geniş yer tutan, mikropların bir grubu. Bitkisel tabiatta olan bakteriler yapıları basit, tek hücreli, klorofilsiz, dişilik ve erkeklik cinsi olmayan canlılardır. Hastalık yapıcı olanları (patojen) olduğu gibi zararsız olanları (saprofit) ve canlıların yaşamasında rol oynayan faydalıları da vardır.
Bakteriler, başlıca üç şekilde görülürler:
1 - Küresel bakteriler (kok), çeşitli büyüklüktedir ve her zaman tamamıyla yuvarlak değildirler. Bazıları mum alevi şeklindedirler. Çoğalmalarına göre dört çeşide ayrılırlar: a) Yalnız bir düzlem üzerinde ve aynı yönde çoğalarak bir zincir meydana getiren “streptokoklar”, b) birbirine dik iki düzlem üzerinde çoğalan “tetragenler”, c) eğik şeklinde kümeler yapan ”stafilokoklar”, ç) birbirine dik üç düzlem şeklinde çoğalarak paket şeklini alan “sarsin'ler”.
2 - Çomak biçiminde, ince ve uzun, olan (basil) bakteriler, bunların bazıları düz ve uzun, bazıları bükülmüş tür. Uçları genel olarak yuvarlaktır. Bazılarının uçları da köşeli ve konkav olur. Çoğalmaları halinde kamışa benzeyen zincirler meydana getirir.
3 - Sarmal bakteriler (spiril) bir helis parçası şeklindedirler. Tespit edilenleri çoğunlukla bir virgül şeklinde görünür.
Hareketleri, canlı maddelerdeki moleküler hareketinden başka, üzerlerinde bulunan tüycüklerle (flagella) dir. Üremeleri, hücrelerin büyümesiyle olur. Gıdalarını, yüksek hayvanlardaki gibi seçerek alırlar. Gıdalarını ya kendi varlıkları içinde gerekli terkibi meydana getirmek, beslenmek için; ya da çalışmaları ve tabiatın kendilerine verdiği vazifeleri yerine getirmek için alırlar. Bunlar esas yemlerini teşkil etmez, fakat bütün tabiatın, canlıların ve cansızların düzenini kurmağa ve korumağa yararlar.
Tabiatta yayılmış olan canlıların çoğunu meydana getiren bakteriler yerde, suda, insan hayvan ve bitkilerin dış çevrede temas ettiği her yerde bulunurlar. Bakteriler, tabiat idaresinde çok önemli rol oynarlar. İnsan, hayvan ve bitki organizmasını teşkil eden organik maddeler parçalar ve bunlardan çeşitli bitki su karbondioksit gibi basit anorganik bileşikleri meydana getirirler. Böylece, bitkilerin, bu maddeler den besinlerini teşkil etmelerini sağlarlar. Bununla da kalmayarak, organik maddelerde yapıcı olarak da rol oynarlar.
Bakteriler, başlıca üç şekilde görülürler:
1 - Küresel bakteriler (kok), çeşitli büyüklüktedir ve her zaman tamamıyla yuvarlak değildirler. Bazıları mum alevi şeklindedirler. Çoğalmalarına göre dört çeşide ayrılırlar: a) Yalnız bir düzlem üzerinde ve aynı yönde çoğalarak bir zincir meydana getiren “streptokoklar”, b) birbirine dik iki düzlem üzerinde çoğalan “tetragenler”, c) eğik şeklinde kümeler yapan ”stafilokoklar”, ç) birbirine dik üç düzlem şeklinde çoğalarak paket şeklini alan “sarsin'ler”.
2 - Çomak biçiminde, ince ve uzun, olan (basil) bakteriler, bunların bazıları düz ve uzun, bazıları bükülmüş tür. Uçları genel olarak yuvarlaktır. Bazılarının uçları da köşeli ve konkav olur. Çoğalmaları halinde kamışa benzeyen zincirler meydana getirir.
3 - Sarmal bakteriler (spiril) bir helis parçası şeklindedirler. Tespit edilenleri çoğunlukla bir virgül şeklinde görünür.
Hareketleri, canlı maddelerdeki moleküler hareketinden başka, üzerlerinde bulunan tüycüklerle (flagella) dir. Üremeleri, hücrelerin büyümesiyle olur. Gıdalarını, yüksek hayvanlardaki gibi seçerek alırlar. Gıdalarını ya kendi varlıkları içinde gerekli terkibi meydana getirmek, beslenmek için; ya da çalışmaları ve tabiatın kendilerine verdiği vazifeleri yerine getirmek için alırlar. Bunlar esas yemlerini teşkil etmez, fakat bütün tabiatın, canlıların ve cansızların düzenini kurmağa ve korumağa yararlar.
Tabiatta yayılmış olan canlıların çoğunu meydana getiren bakteriler yerde, suda, insan hayvan ve bitkilerin dış çevrede temas ettiği her yerde bulunurlar. Bakteriler, tabiat idaresinde çok önemli rol oynarlar. İnsan, hayvan ve bitki organizmasını teşkil eden organik maddeler parçalar ve bunlardan çeşitli bitki su karbondioksit gibi basit anorganik bileşikleri meydana getirirler. Böylece, bitkilerin, bu maddeler den besinlerini teşkil etmelerini sağlarlar. Bununla da kalmayarak, organik maddelerde yapıcı olarak da rol oynarlar.
İnsan ve hayvanın yürümesine yarayan bacak bileğinden sonra gelen kısım, Yere gelen kısmına taban, sırtına ayak sırtı, arkadaki kabarık bölüme de topuk denir. İskeleti 26 kemikten yapılmıştır.
Ayak vücudu yerle birleştirir. İki önemli ödevi vücut ağırlığını taşımak ve vücudun yer değiştirmesini sağlamaktır.
Ayak, bu görevlerini başarabilmek için normal şeklinde, sağlam ve kuvvetli olmalıdır. Bu bakımdan ayak'ı çeşitli hastalıklardan korumak için gereken tedbirleri almak ve giyilecek ayakkabının ayak'a zorluk verecek şekilde olmamasına dikkat etmek gerektir.
Ayak vücudu yerle birleştirir. İki önemli ödevi vücut ağırlığını taşımak ve vücudun yer değiştirmesini sağlamaktır.
Ayak, bu görevlerini başarabilmek için normal şeklinde, sağlam ve kuvvetli olmalıdır. Bu bakımdan ayak'ı çeşitli hastalıklardan korumak için gereken tedbirleri almak ve giyilecek ayakkabının ayak'a zorluk verecek şekilde olmamasına dikkat etmek gerektir.
Asalak olarak yaşayan solucan. Çoğunlukla atların insanların barsaklarında yaşar. Beyaz, açık sarı renktedir. Vücudu silindir biçimindedir, iki ucu sivrilmiştir. Uçlarının birinde anus, birinde ağız bulunur. Ağzının etrafında üç tane büyük dudak vardır. Bir vantuz işini gören bu dudakları ile barsaklarda tutunur.
Dişinin yaptığı yumurtalar, at gübreleri ile dışarı çıkar. Çıkan kurtçuklar barsağı delerek kana karışır, o yolla da kalbe, kalpten de akciğere geçerler. Oradan da nefes borusu ile yutağa gelirler. Bundan da yutularak, tekrar barsağa gelirler ve devirlerini tamamlamış olurlar.
Dişinin yaptığı yumurtalar, at gübreleri ile dışarı çıkar. Çıkan kurtçuklar barsağı delerek kana karışır, o yolla da kalbe, kalpten de akciğere geçerler. Oradan da nefes borusu ile yutağa gelirler. Bundan da yutularak, tekrar barsağa gelirler ve devirlerini tamamlamış olurlar.
Bir canlı varlığın içinde (iç asalak) ya da üzerinde (dış asalak) yaşayan organizmalar. Hayvanlardan da, bitkilerden de asalak olanlar vardır. Hayvanların ve bitkilerin asalak olmalarının başlıca sebebi kendi imkânları ile besinlerini sağlayacak durumda olmamalarıdır. Bunlardan bazısı canlı varlığın devamlı asalarıdırlar, bazıları da geçici asalak'tırlar. Devamlı olanlar bazı önemli organlarını kaybederek bağımsız yaşayamayacak bir hale gelmiş olanlardır. (Klorofil'i olmayan bitkiler gibi). Geçici asalak'lar da ancak besi alma zamanlarında ya da yumurtlamak için diğer bir canlıyı ararlar. (Pireler, tahtakuruları, sinekler gibi).
Oksijensiz veya az oksijenli ortamda yaşayan bazı bakterilere veya hayvanlara verilen ad. Bunlar, ilk defa Pasteur tarafından keşfedilmiştir. Bu organizmalardan bir kısmı serbest oksijenli ortamda hiç yaşayamazlar, oksijen bunlara zehir etkisi yapar. Buna karşılık hep oksijensiz ortamda yaşayanları vardır.
Amoeba -Tek hücreli hayvansal (protozon) mikroplardan. Mikroskopla görülebilecek kadar küçük hayvancıklar olan amiplerin belirli bir şekilleri yoktur. Sularda yaşarlar ve yalancı ayaklar çıkararak hareket ederler. Bu hareketleri sırasında türlü şekillere girerler. Hareketsiz hallerinde, genel olarak yuvarlak veya oval biçimdedirler. Hücrelerde olduğu gibi şu kısımları vardır :
1- Protoplasma,
2- Çekirdek, Protoplasma biraz kalınlaşarak bir zar yapmıştır. Ayakları, birer protoplasma uzantısıdır. Protoplasma içinde çeşitli tanecikler, bir veya iki çekirdek ve “koful” denen boşluklar bulunur. Çoğalmaları, ikiye ya da daha fazla parçaya bölünmek suretiyle olur.
Canlı varlıkların en ilkeli olan amip, solunumunu bu tek hücresi ile yapar, yiyeceğini bu tek hücresi ile alır.
insanlarda da görülür. İnsanlarda görülenlerin yalnız bir türü zararlıdır. Bu da, amipli dizanteri denen hastalığı yapan “Entamoeba histolitica” dır.
1- Protoplasma,
2- Çekirdek, Protoplasma biraz kalınlaşarak bir zar yapmıştır. Ayakları, birer protoplasma uzantısıdır. Protoplasma içinde çeşitli tanecikler, bir veya iki çekirdek ve “koful” denen boşluklar bulunur. Çoğalmaları, ikiye ya da daha fazla parçaya bölünmek suretiyle olur.
Canlı varlıkların en ilkeli olan amip, solunumunu bu tek hücresi ile yapar, yiyeceğini bu tek hücresi ile alır.
insanlarda da görülür. İnsanlarda görülenlerin yalnız bir türü zararlıdır. Bu da, amipli dizanteri denen hastalığı yapan “Entamoeba histolitica” dır.
Su bitkilerini ve su hayvanlarını canlı olarak korumaya ve incelemeye yarayan camdan yapılmış kaplar. Akvaryumların en basit şekilleri bir çok evlerde süs olarak kullanılan ve içinde kırmızı balık bulunan cam kavanozlardır.
Çok eski zamanlardan beri bilinen akvaryum'u Çinliler kullanmışlardır.On yedinci yüzyıldan itibaren de Avrupa'da kullanılmaya başlanmıştır.
Akvaryumlarda, ya tatlı sularda yaşayan balıklar ve çeşitli bitkiler veya deniz sularında yaşayan, çeşitli deniz hayvanları bulunur. Bu şekil akvaryumlar, çoğu zaman dört köşeli kaplar şeklinde yapılır. Dibinde yıkanmış ve kaynatılmış nehir veya deniz kumu bulunur. Yer yer çeşitli bitkiler yerleştirilir. İçine su doldurulduktan sonra hayvanlar konur.
Akvaryumlarda, içine konulan deniz hayvanlarının alıştığı suyun yaşadığı çevrenin sıcaklığına uygun olması; suyun belirli zamanlarda havalandırılarak, hayvanın solunumu için gerekli oksijenin temin edilmesi; hayvanların ihtiyacı olan besinlerin verilmesi, dikkat edilmesi gereken hususlardandır.
Çok eski zamanlardan beri bilinen akvaryum'u Çinliler kullanmışlardır.On yedinci yüzyıldan itibaren de Avrupa'da kullanılmaya başlanmıştır.
Akvaryumlarda, ya tatlı sularda yaşayan balıklar ve çeşitli bitkiler veya deniz sularında yaşayan, çeşitli deniz hayvanları bulunur. Bu şekil akvaryumlar, çoğu zaman dört köşeli kaplar şeklinde yapılır. Dibinde yıkanmış ve kaynatılmış nehir veya deniz kumu bulunur. Yer yer çeşitli bitkiler yerleştirilir. İçine su doldurulduktan sonra hayvanlar konur.
Akvaryumlarda, içine konulan deniz hayvanlarının alıştığı suyun yaşadığı çevrenin sıcaklığına uygun olması; suyun belirli zamanlarda havalandırılarak, hayvanın solunumu için gerekli oksijenin temin edilmesi; hayvanların ihtiyacı olan besinlerin verilmesi, dikkat edilmesi gereken hususlardandır.
Uyum-Bakılan cisimlerin, gözün ağ tabakası üzerinde birleşerek net görüntüsünün meydana gelebilmesi için, göz merceğinin değişmesi hali. Göz merceği cismin gözden uzaklığına göre eğrilik derecesini değiştirecek cisimden gelen ışınların göze girmelerini, kırılarak ağtabakada birleşmelerini ve bu suretle o cismin net görüntüsünün meydana gelmesini sağlamış olur.
Canlı varlıkların muhtaç oldukları besinleri alamadıkları zaman gösterdikleri duruma verilen ad. Açlık, besinlerin bulunamadığı zamanlarda olabildiği gibi, çeşitli hastalık sebepleri ile besin yenmemesinden de meydana gelebilir.
Her iki durumda da, vücut, ihtiyacı olan besin maddelerini alamadığı halde bir süre vazifesini yapmağa devam eder. Açlığın başlangıcında, önce depo edilmiş, yağlar erir. Yağ depolarının tükenmesi sonucu gene aç kalınmakta devam ediliyorsa, bazı fizyolojik olaylardan sonra, o organizma nihayet ölür. İnsanların açlığa dayanmaları, vücuttaki yağ depolarına, genç ya da yaşlı olunmasına, vücudun açlığa idmanlı olmasına göre 15-30 gün arasında değişir. Bu genel açlıktan başka bir besin grubunun eksikliğinden doğan açlıklar da vardır: A vitaminoz (vitamin eksikliği), susuzluk gibi.
Her iki durumda da, vücut, ihtiyacı olan besin maddelerini alamadığı halde bir süre vazifesini yapmağa devam eder. Açlığın başlangıcında, önce depo edilmiş, yağlar erir. Yağ depolarının tükenmesi sonucu gene aç kalınmakta devam ediliyorsa, bazı fizyolojik olaylardan sonra, o organizma nihayet ölür. İnsanların açlığa dayanmaları, vücuttaki yağ depolarına, genç ya da yaşlı olunmasına, vücudun açlığa idmanlı olmasına göre 15-30 gün arasında değişir. Bu genel açlıktan başka bir besin grubunun eksikliğinden doğan açlıklar da vardır: A vitaminoz (vitamin eksikliği), susuzluk gibi.
İnsanlarda ve hayvanlarda yüzün ön ve alt bölümüne açılan, konuşmağa, yemek yemeğe su içmeğe ve nefes almağa yarayan üst ve alt çeneler arasındaki boşluk.
Anatomi ve fizyoloji bakımından ağız, besinlerin çiğnendiği, salya ile karıştığı boşluk ve tat duygusunun alındığı yerdir, önde Ve arkada olmak üzere iki deliği vardır. Ön deliği üst ve alt dudaklarla çevrilmiştir. Boğaz denilen arka kısmında dil kökü, küçük dil bulunur ve ağzı yutakla birleştirir. Tavanın ön bölümünde sert damak, arka bölümünde yumuşak damak bulunur.
Ağız boşluğu, diş kemikleri ile iki. ye ayrılmıştır. Diş kemiklerinin dışı ile yanaklarının içinde bir boşluk bulunur. Ağız boşluğunun içi mukoza ile örtülüdür ve tükürük bezlerinin kanal deliklerinin açıldığı delikler vardır.
İnsanların ağızlarına götürdükleri besinler, keser dişler, köpek dişleri ve azı dişleri vasıtası ile salyaların yardımı ile yutulacak bir duruma getirilir. Nişastalı ve şekerli besinler üzerine kimyasal ilk etki yapılır ve besinler sin dirim için hazırlanmış olur.
Besinlerin bu şekilde sindirim için hazırlanması, çiğnetme olayının meydana gelmesi ile mümkündür. Çiğneme kasları yardımı ile, alt çenenin kalkıp inmesi ve dilin, ağzın içine giren besinleri, dişlerin etrafında dolaştırması sayesinde besinler, yutulacak bir duruma getirilir.
En önemli organlarımızdan biri olan ağzın daima temiz tutulması, dişlerin yemeklerden sonra yıkanması, başlaması çok kolay olan ağız hastalıklarının meydana gelmesini önlemiş olur.
Anatomi ve fizyoloji bakımından ağız, besinlerin çiğnendiği, salya ile karıştığı boşluk ve tat duygusunun alındığı yerdir, önde Ve arkada olmak üzere iki deliği vardır. Ön deliği üst ve alt dudaklarla çevrilmiştir. Boğaz denilen arka kısmında dil kökü, küçük dil bulunur ve ağzı yutakla birleştirir. Tavanın ön bölümünde sert damak, arka bölümünde yumuşak damak bulunur.
Ağız boşluğu, diş kemikleri ile iki. ye ayrılmıştır. Diş kemiklerinin dışı ile yanaklarının içinde bir boşluk bulunur. Ağız boşluğunun içi mukoza ile örtülüdür ve tükürük bezlerinin kanal deliklerinin açıldığı delikler vardır.
İnsanların ağızlarına götürdükleri besinler, keser dişler, köpek dişleri ve azı dişleri vasıtası ile salyaların yardımı ile yutulacak bir duruma getirilir. Nişastalı ve şekerli besinler üzerine kimyasal ilk etki yapılır ve besinler sin dirim için hazırlanmış olur.
Besinlerin bu şekilde sindirim için hazırlanması, çiğnetme olayının meydana gelmesi ile mümkündür. Çiğneme kasları yardımı ile, alt çenenin kalkıp inmesi ve dilin, ağzın içine giren besinleri, dişlerin etrafında dolaştırması sayesinde besinler, yutulacak bir duruma getirilir.
En önemli organlarımızdan biri olan ağzın daima temiz tutulması, dişlerin yemeklerden sonra yıkanması, başlaması çok kolay olan ağız hastalıklarının meydana gelmesini önlemiş olur.