Bilgi-wiki

Türkiye'ye Boğazlar üzerindeki eski haklarını geri veren antlaşma. 20 Temmuz 1936 tarihinde İsviçre'nin Montreux şehrinde, Türkiye ile İngiltere, Fransa, Rusya ve Boğazlarla ilgili Balkan devletleri arasında imzalanmıştır.


Lozan antlaşmasına göre, Türk delegesinin başkanı bulunduğu devletlerarası bir Boğazlar Komisyonunun kontrolünde bulunan İstanbul ve Çanakkale boğazları, Montreux antlaşmasından sonra tamamıyla Türk egemenliğinde bir bölge haline geliyordu.


Bu anlaşmanın başlıca hükümleri şunlardır:
1 - Boğazlar komisyonu kaldırılarak vazifeleri kamilen Türk devletine verildi.
2 - Boğazlarda ve onların iki tarafında gayri askersaha kaldırılarak, Türklerin buralarda diledikleri kadar kuvvet bulundurmaları ve tahkimat yapıları kabul edildi.
3 - Ticaret gemilerinin Boğazlar, dan her iki istikamette serbestçe geçebilecekleri tespit edildi.
4 - Harp gemilerinin Boğazlardan geçişi için tahditler kabul edildi. Şöyle ki:
Barış zamanında küçük harp gemileri “1000 tondan ufak” gündüzleri Boğazlardan geçebileceklerdi. (Ancak bu gibi gemilerin herhangi bir anda Boğazlarda bulunanların tonilâto toplamı 1500 ü geçmeyecektir)
5 - Herhangi bir anda Karadeniz' de mevcut olabilecek yabancı donanmaların tonilâto hacimleri 30.000 i geçmeyecektir.


Boğazlardan geçecek harp gemileri için önceden Türk hükümetinin müsaadesi,almayacaktır. Türkiye harp halinde bulunduğu takdirde, yabancı harp gemilerinin geçmesi kendi takdirine bırakılmıştı.
Yeryuvarlağının ekvatordan en uzak olan ve yer ekseninin geçtiği var sayılan iki noktasından her biri. Güney ve Kuzey olmak üzere iki kutup vardır. Her iki kutup da devamlı olarak karlarla örtülüdür.
Denizli iline bağlı bir ilçe. Yüzölçümü 1.386 kilometrekare, nüfusu 60.292dir. Yüzeyi, geniş düzlükler halindedir. Toprakları tarıma elverişlidir. Özellikle tahıl, tütün, anason yetiştirilir. İlçe merkezi, küçük ve şirin bir kasaba olan Acıpayam kasabasıdır.
Kimyasal bir eleman. Sembolü U. Atom ağırlığı 238,2 atom numarası 92 dir. Demir görünüşünde bir madendir, 1800 derecede ergir, atomsal parçalanmada radyumu verir. Son yıllarda teknikte en çok kullanılan elemanlardan biri olmuştur.
Birinci Dünya Savaşı sonunda Almanya ile savaşı kazanan devletler arasında 28 Haziran 1919 da imza edilen antlaşma. Almanya için çok ağır şartlarla dolu olan bir antlaşmadır. Bu antlaşmanın en önemli maddelerine göre, Alman ordusu silâhsız bir hale getirilecek. Alman gemileri itilaf Devletlerine teslim edilecek. Almanya bütün müstemlekelerini bırakacak, Alsas Loren Fransa'ya, doğuda bulunan bir kısım topraklar Polonya'ya verilecekti.
ECEABAT

Çanakkale iline bağlı bir ilçe. Yüzölçümü 524 kilometrekare, nüfusu 3.949 dur. Yüzeyi Gelibolu yarımadasının derince vadilerle kesilen ve yer yer tatlı meyilli olan sırtlarından ibarettir. İlçe halkı, hububat, pamuk ve üzüm ekimi ile geçinmektedir. İlçe merkezi 2.769 nüfuslu Eceabat kasabasıdır.
Ata binme sanatı, ustalığı. Ata binmeği kendisine bir iş edinmiş olanların uyması gereken birtakım şartlar vardır. İyi binici olmak için, atı sevmek, ata iyi bakmak, atın huylarını bilmek, ata usulüne göre binmek, atın çeşitli hareketlerinde ve koşularında emniyetle oturabilmek, iyi bir binici için bilinmesi gereken şartların başlıcalarındandır. Bunların yanında eğer ve başlık vurma, çeşitli binicilik araçlarını ve atı iyi bilmek de gereklidir.
Bazı elemanların, cisimlerinden geçebilen ve fotoğraf plağına etki edebilen bir ışınım yaymaları haline verilen ad. 1893 yılında Henri Berquerel uranyum ve tuzlarının, 1897 yılında Mme Curie toryumun radyoaktivite özelliğine sahip elemanlar, olduklarını göstermişlerdir.


Bugün otuzdan fazla radyoaktivite özelliğine sahip “radyoaktif” eleman tanınıyor. Bunların en önemlisi, 1896 yılında Pierra Curie ve Mme Curie tarafından uranyumlu bazı maden filizlerinde bulundukları, tespit edilen “radyum” dur. Uranyumdan birkaç milyon kere daha fazla aktif olan radyum ile radyoaktivite en iyi incelenir. Kimyasal bakımdan radyum, baryuma benzer bir madendir. Bundan ayrılması çok zordur. Radyum, 1910 yılında maden halinde elde edilmiştir. Fakat daima tuz halinde kullanılır.


Bir cismin radyoaktivitesi, içerisinde bulunan radyoaktif eleman kütlesiyle orantılıdır. Bir cismin radyoaktivitesi ise bir sabitedir, bilinen fizik etmenlerinin hiç biri ora etki yapamaz.


Radyo aktif ışınım fotoğraf plânlarına etki eder, azotik asidi ayrıştırır, beyaz fosforu kırmızı fosfora çevirir. Bir çok cisimler, radyoaktif ışınımın etkisi ile gazışıl olurlar. Bu özellikten cep ve duvar saatlerinin kadranlarında istifade edilir. Bunlar, esas miktarda radyum ilave edilmiş çinko sülfür ile örtülüdür. Bunlardan başka radyoaktif ışınımdan tıpta faydalanılır. Bunlar bazen çok tehlikeli, hattâ öldürücü olmalarına rağmen, tedavi bakımından büyük önem taşırlar(özellikle kanser tedavisi).


Gerçekte radyoaktivite, atomun bir özelliğidir ve radyoaktif elemanların bulundukları kimyasal bileşimlere bağlı değildir.


Bu özellik radyoaktif özelliğinde bulunan elemanların atomlarının ayrışmasından ileri gelmektedir. Gerçekten, 1900 yılında, radyumun devamlı olarak bir gaz çıkarmakta olduğu bulunmuş, radyoaktif bir eleman olan bu asal gazlardan olan bu gaza “emanation” adı verilmiştir.


Bir radyum atomu, radyoaktif ayrışmasında, pozitif yüklü bir helyum atomu çıkarak, emanation atomu haline geçer. (Atom ağırlığı 226 olan Radyum, atom ağırlığı 4 olan helium'u çıkarınca, atom ağırlığı 224 olan emanation meydana gelir) Radyumun bu şekilde devam eden atom parçalanması, bir sıra ara maddelerden sonra “kurşun” da son bulmaktadır. Kurşun, artık ayrışmaya devam etmez.


Yüksek atom ağırlığı olan başka, elemanlar da (uranium, therium v.b.) radyoaktif elemanlardır. Bu elemanların radyoaktif ayrışımlarında, bir sıra maddelerden sonra kurşun elemanı meydana gelir. Elemanların, radyoaktivite ile, başka elemanlar haline gelişleri sırasında, atom ağırlığı daha az olan yeni elemanlar meydana gelmekte ve enerji çıkmaktadır.


Radyum, üç çeşit ışın çıkarmaktadır. Bu üç türlü ışın, bir mıknatıs alanındaki türlü sapma alanları ile birbirlerinden ayrılır. Bu ışınlar alfa, beta ve gama ışınları elektromagnetik dalga hareketleridir. Bu sebeple bu ışınlar, Röntgen ışınları ile kıyaslanabilir. Beta ışınları, negatif elektronlardan ibarettir. Alfa ışınları ise, pozitif yüklü Helium atomlardır.


Bu doğal radyoaktivitenin dışında başka elemanlar da alfa taneleri ile bombardıman edilerek parçalanabilmektedir. Bundan başka, çekirdek bombardımanı elektrikçe nötr olan nötronlarla da yapılmaktadır. İlk defa 1938 yılında Alman kimyageri Otto Hahn tarafından yapılan bu bombardımanla, uranyum iki başka elemana ayrılmış, bu ayrışmada sonra nötronlar açığa çıkmıştır. Yeniden meydana gelen bu nötronlar, aynı atom parçalarına katılmakta, böylece çok kısa zamanda büyük çapta ayrışma reaksiyonları meydana gelmektedir. Bu çeşit zincirleme reaksiyonlar sonucu da, atom bombasının daha genel bir deyimle “atom enerjisi” nin meydana gelmesi sağlanmaktadır.
Nevşehir ilinin merkezi olan şehir. Nüfusu 18.808 dir. Şehir, çevre dağlarının meydana getirdiği bir plato ortasındadır. Akarsuları bol, bağ ve bahçeler içinde güzel şehirlerimizden biridir. Niğde iline bağlı bir ilçe iken 1955 de Nevşehir ilinin merkezi olmuştur. Oldukça önemli yolların kavşağı üzerinde olması bakımından canlı ve hareketli bir ticaret merkezi halindedir.


NEVŞEHİR İLİ
İç Anadolu Bölgesi illerimizden biri. Yüzölçümü 5.626 kilometrekare, nüfusu 137.419 dur. Kuzeyinde Yozgat, doğusunda Kayseri, batısında Kırşehir, güneyinde Niğde illeri ile sınırlıdır. Yüzeyi, Kızılırmak nehrinin derince oyulmuş vadisinin meydana getirdiği dik meyilli yamaçlarından kuzey ve güneyde ve çok hafif dalgalı platolar halinde uzanan yer yer düzlük alanlardan ibarettir. Toprak genel olarak verimsizdir. Tarla ürünleri arasında buğday ve arpa oldukça boldur. İlde özellikle halı dokumacılığı gelişmiş bir durumdadır.
Güney Avrupa'da uzanan, en gösterişli ve en yüksek sıra dağlar.Kuzey İtalya'da Cenova'nın kuzeyinde Apeninlerin sona ermesi ile Alp Dağları başlamış sayılır. Buradan güney-batıya doğru uzanan Alpler, az sonra sert bir büklüm yaparak batıya, kuzey batıya ve daha sonra kuzeye yönelir. Mont Blano dan (4810 metre) itibaren kuzeydoğu doğrultusunu tutar. Salaburg meridyeninden sonra doğuya doğru yavaş yavaş birbirinden ayrılır ve en kuzeyde doğuya doğru uzanan sıraların sonunda Karpatların başladığı yere kadar devam eder. Böylelikle, İtalya, Fransa, Almanya, İsviçre ve Avusturya'nın müşterek dağları özelliğini taşımaktadırlar. Yükseklikleri 2000 ile 4,000 metre arasında Alp dağları, Afrika'nın kuzeyinden Asya'ya Çin'e kadar uzanan geniş bir çağlar silsilesinin, Avrupa'daki bir parçasını meydana getirir.


Alp Dağları, Doğu Alpleri ve Batı Alpleri olmak üzere iki bölüme ayrılır. En yüksek kısımları, Batı bölümünde bulunmaktadır.


Alpler, Orta Avrupa ve Akdeniz iklim alanını birbirinden ayırır ve Kuzey İtalya’yı sert kuzey rüzgârlarından korur. Bu bakımdan Alplerin kuzey etekleri Akdeniz ikliminin özelliklerini gösterir. Bu genel iklim özellikleri ve yayıldığı geniş alan dolayısıyla, değişik durumlar arz eder.


Alpler bölgesi, insanların daha tarih öncesi devirlerinden beri yerleştikleri alan olmuştur. Burada yaşayanlar arasında Latinler, Almanlar, Silâvlar'dan başka eski yerlilerin nesillerine de tesadüf edilir. Yerleşme alanları, daha çok etek ve yamaçlardadır.
Batı Türkistan'da dünyanın dördüncü büyüklükteki gölü. Yüzölçümü 64.500 km2. dir. Denizden yüksekliği 48 metre, en derin yeri 68 metredir.


Kıyıları; batıda dik, kuzeyde çok girintili çıkıntılı, doğu ve güneyde düz ve yassıdır. Çevresi bozkır ve yarı çöl olduğundan buralarda nüfus az, şehir yoktur.


Hazar Denizi'nden sonra Asya'nın en büyük gölü olan Aral gölüne başlıca Amuderya ve Siriderya ırmakları dökülür.
Osmanlıların, 1792 yılında Ruslarla yaptıkları barışa verilen ad. 1787 yılında başlayan Osmanlı - Rus ve Avusturya savaşları, 1792 yılına kadar sürmüştür. Bu yıllarda Fransa'da Büyük Fransız İhtilâlinin başlamış olması, Avusturya'nın savaştan çıkmasını gerektirmiş, buna karşılık, Osmanlı orduları, Rus kuvvetleri karşısında geri çekilmek ve yenilgiye uğramak zorunda kalmışlardır.


Fakat İngiltere ve Prusya'nın arabuluculuğu ile devam ede gelen Osmanlı - Rus Savaşı ,1792 yılında son bulmuş ve Yaş Antlaşması imza edilmiştir.

Yaş Antlaşması Osmanlı imparatorluğunun sonu, “ÇÖKME” devrinin başlangıcı olarak kabul edilir.
Yurdumuzdaki enerji ve tabii kaynaklarımızla ilgili işletmelerin bağlı bulunduğu Bakanlığa, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı denir. Ocak 1964 tarihinde kurulmuş yeni bir bakanlıktır. Tarım, bir ülkenin en önemli gelir kaynaklarım meydana getirir. Endüstri, bir ülkenin, kolaylıkla medenî bir ülke olmasını sağlayan önemli bir şarttır. Fakat, önemli olan bu iki şartın yanında ülkemizin yer altında ve yer üstünde bulunan çeşitli tabiî kaynaklardan da, gereği kadar istifade etmek zorunludur.


îşte, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı, yurdumuzdaki, toprak altında olsun, toprak üstünde olsun, pek çok olan madenlerimizden, çeşitli enerji kaynaklarımızdan, gereği gibi istifade edilmesini sağlayan, bu yolda çalışan kuruluşların çalışmalarını düzenleyen bir Bakanlıktır.

Görevleri:

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı'nın başlıca görevleri şunlardır:

1 - Yurdumuzun maden ve enerji işlerini düzenlemek ,

2 - Kendine bağlı Devlet işletmelerinin ve anonim şirketlerin çalışmalarını düzenlemek, kontrol etmek ,

3 - Halkın kurmuş olduğu enerji ve maden kurumlarının çalışmalarını kolaylaştırıcı tedbirler almak ,

4 - Elektrik ve havagazı fabrikalarını kontrol etmek.

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına bağlı kuruluşlar şunlardır:

Atom Enerjisi Komisyonu: Yurdumuzda da atom enerjisinin kurulmasını sağlamaya çalışan bir kuruluştur.

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü:

Susuz toprakları sulamak, şehirlere su vermek, barajlar ve kanallar yapmak, su baskınlarını önlemek için setler yapmak, görevleri arasındadır.

Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü:

Yurdumuzda, toprak altında bulunan maden kaynaklarını bulmak içim araştırmalarda bulunur.

Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu;

Toprak altı servetlerinin en önemlilerinden biri olan kömürün çıkarılmasına çalışır.

Petrol Dairesi, Türkiye Petrolleri Anonim Şirketi ve Petrol Ofisi: Dünyanın en önemli madenlerinden biri olan petrolün bulunması için araştırmaları hızlandırmak, elde edilen petrolün işletilmesini ve dağıtılmasını sağlamak ,bunların satışı ile ilgilenmek, bu kuruluşların görevleridir.

Etibank ve İşletmeleri: Bir banka olarak Etibank ve İşletmeleri de madenlerle ilgilenir.

Elektrik İşleri Etüt Dairesi: Yurdumuzun elektrik kaynaklarının incelemesini yapar.
Tarihimizde 31 Mart Ayaklanması olarak anılan 13 Nisan 1309 da İstanbul’da çıkan gericilik ayaklanmasını bastırmak için Selanik’te bulunan Üçüncü Ordu subaylarının teşkilâtlanarak meydana getirdikleri, İstanbul’a gelerek ayaklanmayı bastırdıkları orduya verilen ad.


İstanbul’daki Dördüncü Avcı Taburunun harekete geçerek “şeriatın tatbikatını” istemeleri ile başlayan ayaklanma, gerilik taraftarlarının da katılmasıyla kısa zamanda gelişmiştir. Bunun üzerine bu harekete karşı koymak için, memleketin aydınları tarafından komiteler kurulmuş, Selanik'te bulunan Üçüncü Ordu subayları da, “Hareket Ordusu” adı verilen bir ordu meydana getirerek İstanbul’a hareket etmişlerdir. Hareket Ordusu 11 Nisanda' (yani 24 Nisan 1909 da) İstanbul’a gelmiş, sıkıyönetim ilân edilmiş, yeni bir kabine kurulmuş ve 31 Mart ayaklanmasına katılan yüzlerce subay, asker ve gericiler idam, hapis sürgün edilmişlerdir.


Hareket Ordusu, bir gericilik ayaklanmasının bastırılmasında gerekeni yapmış olan aydın Türk subaylarının meydana getirdiği bir ordudur.
İkinci Dünya Savaşı'nda İngiliz denizüstü savaş kuvvetleriyle Alman denizaltı savaş gemileri arasında Atlas Okyanusunda egemenlik kurmak için yapılan, savaşlara verilen ad.


Bu savaşlar, Birinci Dünya Savaşında başlanmış olmakla beraber, İkinci Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında en büyük şiddetini bulmuştur. Atlas Okyanusunda egemenlik kurmak ve İngiltere'yi bir deniz ablukası içine almak isteyen Almanlar, savaş başlamadan hazırlıklarını tamamlamışlar ve savaş başlar başlamaz İngiltere'ye gelen her gemiyi, denizaltı gemileri ile batırmak yoluna gitmişlerdir. Bilhassa 1942 yılında en büyük şiddetini bulan bu savaş sonucu Almanlar büyük başarı kazanmışlar ve Atlas Okyanusu'nu emniyetli bir deniz olmaktan çıkarmışlardır. Milyonlarca tonluk gemilerin batmasına ve o nispette can kaybına sebep olan bu savaşlar, Amerika Birleşik Devletleri'nin de savaşa girmesinden sonra Almanların aleyhine dönmüştür. Amerika ve İngiliz deniz kuvvetleri, Alman korsanlığını ve deniz, altılarının sinsi faaliyetlerini durdurmuşlar, Atlas Okyanusu'nun deniz yollarındaki emniyetini yeniden kurmayı başarmışlardır.
Alt tarafları birbirine bağlı iki ve daha fazla kaplara verilen ad. Bileşik kaplarda bulunan sıvılar, ya aynı ya da farklı olabilir. Hepsi aynı sıvı ile doldurulmuş olan bileşik kaplarda sıvıların yüzeyleri aynı yükseklikte bulunur. İki farklı sıvı bulunduğu hallerde ise yükseklikler değişik olur.

Bir bileşik kaba değişik iki sıvı meselâ yağ ve su konduğunda, iki sıvının yüzeyleri arasında yükseklik farkı belirir. Bu iki sıvıyı bir birinden ayıran yüzeyin üstündeki h ve h' yükseklikleri, bu sıvıların d ve d' yoğunlukları ile ters orantılıdır. Yani h/h' = d'/d.

Bu bağıntı iki sıvının yoğunluklarının karşılaştırılmasında kullanılır. Bileşik kapların tatbikatta kullanılması başlıca su terazilerinin, su fıskiyelerinin, su arkları ve su bentlerinin, su depolarının, su kuyularının, sifonların, arteziyerilerin esasında kullanılmaktadır.